!!! ARKADAŞLAR SİTEMİZ TADİLATTADIR LÜTFEN SONRA TEKRAR UĞRAYINIZ !!! Bolu İli Mengen İlçesine Bağlı Karacalar Köyü Web Sitesi'ne Hoş Geldiniz
Karacalar Köyü Web Sitesi'ne Hoş Geldiniz
Mengen Dili
abica: amca,acuk: köy meydanına bakmak için açılan pencere,
acaplamak: ayıplamak,
afur: hayvan yemlerinin koyulduğu ve yem yedikleri yer,
Allah andı vermek: yemin vermek,
anadut (anazut): üçlü, çatal biçiminde bir tarım aracı,
ars: gelincik,
aşevi: mutfak,
avla: bahçenin etrafına çevrilen çit,
ayarcuk: ayakucu,
ayuğul: ayol,
azılı: erkek domuz,
baca omzu (bacalık): ocakların üstünde kibrit ve lamba koyulan bölüm,
badılcan: patlıcan,
bakanak: sığır cinsi hayvanların ayaklarının arkasındaki iki küçük tırnak,
basakbaşı: en son merdiven,
basak: merdiven,
bayınmak: gelişmek, güçlenmek,
bazak: domuz yavrusu,
berek: börek,
bestil: pestil,
bıldır: geçen, geçen sene,
beri bak: Bu yana bak,
bıza: buzağı,
bocut (boduç): bidon, su testisi,
bostan kırımı: ağustos sonu, eylül başı,
buba: baba,
buğar: çeşme,
cağlık: banyo,
cıt gadana: küçük, küçücük,
cizirgen: ısırgan otu,
cini kızmak: Sinirlenmek,
cizleme: mısır unundan ekmek,
cöğüz: ceviz,
culuk: hindi,
cüyim-nişim: hayvanlara çağırılırken kullanılan kelimeler,
çakıldak: değirmen taşı üzerinde ses çıkararak taşın döndüğünü gösteren parçalar,
çarık: hayvan derisinden yapılan ayakkabı,
çatra (çatara): çam ağacından yapılmış su kabı,
çekelez: sincap,
çekiş etmek: Kavga etmek,
çıltı: zayıfça, kara-kuru kişi,
çiçeklik: misafir odalarında süs eşyası koymak için yapılan raf,
çiten: ağaçtan örülen geniş sepet,
çokalak: kambur, sırtı eğri,
çolaklamak: görmeden eliyle bir şeyi yoklamak,
çonu ağrımak: Kalçası ağrımak,
çoşut: kısa, gelişmemiş,
çödüt: çocuk ayakkabısı,
çörten: çeşmeden akan suyu oluğa taşıyan, ortasına kanal açılmış ağaç,
çükündürük: pancar,
dalaşmak: kümes hayvanları ile kedi, köpek gibi hayvanların kavgası,
dam: hayvan barınağı,
damaksı: boyunduruğun alt kısmına takılan ağaç,
daraba: tahtadan yapılan çit,
daralmak: sıkılmak, fenalaşmak,
darlık gelmek: fenalık gelmek, içine bir sıkıntı gelmek,
demşek: şımarık,
deredamı: çamaşırlık, bir adı da akar,
dilebezek: numaradan tatlı dille konuşan, kaypak,
dingildemek: düşecekmiş gibi iki yana sallanmak,
dingilmek: bir yerden aşağı düşecekmiş gibi sarkmak,
diremeç: deste yapılan aracın adı,
diremek: destek vermek, bir şeyi destek yapmak,
diğren: iki çatallı ağaç tarım aracı,
diyze: teyze,
dombay: malak ( erkek ),
doruk: örülen çorabın burun kısmı,
döngel: muşmula,
düvensillik: boyunduruğu düvene bağlayan ağaç,
eğsiran: hamur yoğrulan kaptaki hamuru hem pazılamak, hem de biten hamur artıklarını sıyırmak için kullanılan demir alet,
eğün: köy evlerinde salona verilen isim,
elçeme: yaramaz,
elet: götür,
ellehelim: galiba,
ellek: fesat çıkaran, sözünde durmayan,
ellik: eldiven,
emecen: eskiden, bir bezin içine patates püresi ya da başka bir şey konularak çocukların ağzına verilen bir çeşit emzik,
endigün: önceki gün,
erük: erik,
etiyi git: Öteye git,
eveğün: salon,
evmek: acele etmek,
eysiran: hamur sıyıran,
fistan: kadın elbisesi,
gadım: kardeşim ( erkek için ),
gaklık: köy evlerinde balkon,
gasiyan etmek: Kusmak,
gaygana: peynirli omlet,
gayınna: kaynana,
gaynata: kayınpeder,kayınbaba
gegek: bir şeyi çekmek için kullanılan araç, otluk denilen ekin yığınlarından ekin demetlerini çekmeye yarayan, ucu kanca biçiminde uzun ağaçtan tarım aracı,
gelik: yayla evi,
gerezlemek: kapıları ve pencereleri soğuktan korumak için perdelemek,
giriş: köylerin çevresindeki otlak alanlar, mera,
gırnata: klarnet,
godak: sıpa,
göcen: tavşan yavrusu,
göğermek: morarmak, mosmor olmak,
gökçeağaç: kayın,
gökyeşil: kertenkele,
gövlez (göbez): köpek yavrusu,
gözemek: yün çorapların eskiyen yerlerinin tekrar yünle örülerek yamanması,
gözer: bir cins ekin kalburlamaya yarayan araç,
gözerlemek: ekin kalburlamak,
gufa: kova,
guslane: banyo,
güdüğüm: kardeşim ( kız için ),
güme: yeni doğan hayvanların koyulduğu bölüm,
gün kavuşmak: güneşin batması,
güvlek: hayvanlara yiyecek hazırlanan kap,
hambar: kışlık yiyeceklerin bulunduğu yer,
hamur yazmak: Yufka açmak,
hela: tuvalet,
helke: bakraç,
hortlamaç: mayalı hamur böreği,
hortu sülük: salyangoz,
horultu: araç motor sesi,
hovlamak: ürkmek ya da korku sonucu birden atılmak,
höcüre: köy evlerinde karanlık oda,
ibirük: ibrik,
idare: tenekeden yapılan gaz lambası,
ilenmek: beddua etmek,
iliyan: leğen,
iycük: azıcık,
kavlak: kabuk ya da derisi soyulmuş, kavlamış,
kavlamak: dış kabuk ya da derinin soyulması,
kavsal: yazın harmandan samanlığa saman taşımakta kullanılan araç,
kavşamak: gevşemek, dağılmak,
kelezlenmek: perdeli, sisli, bulanık görmek,
kemlik gelmek: Fenalaşmak,
kemre: hayvan gübresi,
kesik: köyde sığırların her gün bir aile tarafından sırayla topluca otlatılması,
kılınmak: karşı gelmek,
kiler: süt ve süt ürünlerinin koyulduğu yer,
kiren: kızılcık,
kığıştı: hışırtı, sessiz bir ortamda duyulan çok hafif ses,
kocakuş: kartal, şahin, doğan,
köçün: köy evlerinde bodrum,
kömeç (gömeç): bir cins büyükçe köy ekmeği, iri somun,
kömüş: manda ( dişi ),
kösnük: çökmüş, yere oturmuş,
kösnümek: çökekalmak, çöküvermek,
kuruluk: köylerde, evlerin yanında bulunan, odun ve tarım gereçlerinin saklandığı ağaçtan yapılmış küçük bina,
kürümek: kürekle temizlemeye, toplamaya çalışmak,
küğner: göknar,
lapçın: kara lastik,
mahna bulmak: Ayıplamak, kınamak,
misir: mısır,
namazla: seccade,
nemmben: ne bileyim ben,
olluk-oluk: çeşme önünde hayvanların su içmesi için yapılan ağaçtan ya da betondan suluk,
otyolumu: haziran ayı,
patanak: ayı yavrusu,
patlanguç: ağaçtan yapılan bir çeşit oyuncak,
peşkir: havlu,
pısak: avcılıkta akşam beki,
pisliyaç: saç üzerinde yapılan ekmeği çevirmeye yarayan alet,
pörü: küçük çivi,
sacıyak: üç ayaklı, demir tencere altlığı,
sayfan: gölgelik, bostan beklemek için yapılan küçük kulübe,
sedir: tahtadan yapılan ve sadece oturmak amacıyla kullanılan oturmalık,
selevatlamak: uğurlamak,
sıracalı: pis,
siyad: köy evlerinde giriş yeri,
sofa: dam'da yere döşenen ağaç,
susa: yol boyunca,
susam: zambak,
sübek: bebeklerin altına sürülen çiş muhafaza kabı,
şaşıdu: şaşırdı,
temek: hayvan dışkılarının atıldığı pencere,
tınaz: ekinlerin tanesiyle samanının ayrılması,
tokuş: boğa güreşi,
urgan: kalın ip,
uşak: çocuk,
viyvi: hindi yavrusu,
vuyha: kuşları kovalamak için bağırma şekli,
yaba: ağaçtan yapılmış beş parmaklı tarım aleti,
yağbacan: yabani armut,
yal: kepekten yapılan sulu hayvan yiyeceği,
yaslıyaç: ekmeğin şekil verildiği tahta,
yımırta: yumurta,
yüklük: yatak, yorgan koyulan yer,
yürük: dudağı yarık olan,
zağar: av köpeği,
zahra: hayvan yemi,
zerhoş: sarhoş,
zevzek: saçma sapan konuşan, dengesiz,
_________________________________
Sitemize (15.10.2010) Tarihinden İtibaren 14290 ziyaretçi. Gezdi.!
sitene haber ekle - Boyama Oyunları |